Günlük yaşamın yoğun temposu içinde su içmeyi çoğu zaman ihmal ediyoruz. Oysa su, vücudun temel işlevlerini sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir kaynak. Araştırmalar, insanların yaklaşık üçte ikisinin yeterli miktarda su tüketmediğini gösteriyor.
Dahası, çay gibi diğer içeceklerin su ihtiyacını karşılamadığı, aksine susuzluğu artırdığı belirtiliyor. Üç kişiden biri gün içinde hiç su içmiyor ve insanların neredeyse yarısı ne kadar su tüketmeleri gerektiğini bilmiyor.
Susuzluk yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda dış görünüşü de etkiliyor. Dudakların kuruması ve çatlaması, ağızda yapışkanlık hissi gibi belirtiler susuzluğun ilk işaretleri arasında yer alıyor.
Pratisyen Hekim Dr. Nadira Awal, susuzluğun vücut üzerinde pek çok etkisi olduğunu belirtiyor. “Vücut yeterli su almadığında, tükürük üretimi azalır. Bu da ağız kuruluğu ve dudaklarda çatlamaya yol açabilir” diyor.
Aynı şekilde, ciltteki turgor kaybı da susuzluğun belirtisi olabilir. Dr. Nadira, cilt turgor testinin elin arkasındaki deriyi hafifçe sıkıp bırakmakla yapılabileceğini söylüyor. Eğer cilt hemen eski haline dönmüyorsa ve ‘çadır’ gibi görünüyorsa, bu durum dehidrasyonun göstergesi.
VÜCUT SUSUZ KALINCA BÜYÜK PROBLEMLER BAŞLIYOR
Susuzluk, yalnızca fiziksel belirtilerle sınırlı kalmıyor. Enerji seviyelerinde düşüş ve genel bir yorgunluk hali de yaygın semptomlar arasında. Dr. Nadira, “Vücut susuz kaldığında, rutin işlevleri sürdürebilmek için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu da enerji eksikliği ve yorgunluğa neden olur” açıklamasında bulunuyor.
Susuzluk, erken dönemlerde baş ağrısı gibi belirtilerle de kendini gösterebilir. Dr. Nadira, vücuttaki sıvı eksikliği nedeniyle kan hacminin azaldığını ve bu durumun beyne giden kan akışını da olumsuz etkilediğini belirtiyor. Daha ciddi dehidrasyon durumlarında ise kalp atışında hızlanma, nefes alıp vermede zorluk, kafa karışıklığı ve hatta bayılma gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.
NE KADAR SU TÜKETİLMELİ?
Günlük su ihtiyacı kişiden kişiye değişiklik gösterse de ortalama bir yetişkin erkeğin günde yaklaşık 13 bardak (3 litre), kadınların ise 9 bardak (2,2 litre) su tüketmesi öneriliyor. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde bu miktar artıyor. Emziren kadınların su ihtiyacı günde yaklaşık 13 bardağa kadar çıkabiliyor.
Dr. Nadira, fiziksel aktivite, sıcak hava ve hastalık gibi durumların da sıvı ihtiyacını artırdığını vurguluyor. Egzersiz sırasında her 15-20 dakikada bir bardak su içmek gerektiğini belirten uzman, egzersiz sonrası da kaybedilen sıvıların mutlaka geri kazanılması gerektiğini söylüyor.
SIVI ALIMI SADECE SUDAN MI KARŞILANMALI?
Günlük sıvı ihtiyacının tamamı sadece sudan karşılanmak zorunda değil. Çay, kahve, süt, meyve suyu (şekersiz) ve çorbalar da sıvı alımına katkı sağlar. Ancak Dr. Nadira, kafeinli içeceklerin idrar söktürücü etkisi nedeniyle vücuttan sıvı atımını artırabileceğine dikkat çekiyor. Yine de çoğu insan için bu içeceklerin net sıvı alımına olumlu katkı sağladığını ifade ediyor.
(Hürriyet-İsmail SARI)