Otizmi anlamak

Otizm anne-baba ve çocuğu iki farklı dünyaya hapsediyor. Bir duyguyu paylaşmaları mümkün olmadığı gibi, anne-babalar çocuklarından anlamlı sözler duyamıyor ya da onun nerede nasıl davranacağını da tahmin edemiyorlar.

ABONE OL

Haberler / Sağlık

13 Mart 2012 Salı 10:15

PAYLAŞ

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Humen Can Elmi otizm hakkında bilgi verdi ve anne-babalara önemli tavsiyelerde bulundu.

Erken tanı çok önemli!

Uz. Dr. Elmi otizmin genellikle erkek çocuklarda görüldüğünü söyledi. Hastalığın çevresel faktörlere bağlı olarak gelişmediğini, nörogelişimsel bir rahatsızlık olduğunu; tam tedavisinin mümkün olmadığını belirten Uz. Dr. Elmi “1 yaşına bastığında çocuğunuzun en azından anlamlı 4-5 kelimesi yoksa mutlaka uzmana başvurmalısınız.” diyerek erken tanıyla eğitime de erken başlanabileceğini ve böylelikle iyi sonuçlar elde edilebileceğini vurguladı.

Otistik çocuklar anlamlı göz kontağı kurmazlar

Uz. Dr. Elmi otistik çocukların kendilerine ait ayrı bir dünyada yaşadıklarını söyleyerek; bu çocuklarda hangi davranışların gözlemlendiği hakkında şu bilgileri verdi: “Otistik bir çocuk kucağa alınmayı önemsemez. Herkesin kucağına gidebilir, yabancılaşması yoktur. 2-3 yaşına geldiğinde cansız objelere daha fazla ilgi gösterirler. Mesela parkta, salıncağa diğer çocuklarla birlikte oynamak için değil, salıncağın zincirini incelemek için giderler. Onun için canlıyla cansız arasında çok fazla fark yoktur. İnsanlarla anlamlı göz kontağı kurmazlar. Ses ve kokuya karşı aşırı duyarlı olabilir ve beklenmedik tepkiler verebilirler. Kendisine söylenenleri anlamsızca tekrar ederler.”

Çocuğunuzun dünyasını keşfedin

Özel eğitim temelli bir tedavi ile otistik çocukların kendine yeterli, toplumla uyumlu hale getirilebileceğini söyleyen Uz. Dr. Elmi, bu konuda anne ve babaların öncelikle çocuklarının herkes gibi düşünmediğini anlamaları gerektiğinin altını çizerek şu tavsiyelerde bulundu:

Çocuğunuzun nasıl düşündüğünü, davranışlarını iyi gözlemleyerek çözmeli, öğrenmelisiniz. Neye ne zaman tepki verdiğini takip etmelisiniz.
Çocuğunuzun, kendi dünyasında mutlu olduğunu; örneğin parkta bir başka çocuk onunla oynamadı diye üzülmediğini bilmelisiniz.
Çocuğunuzdan beklentilerinizi doğru ayarlamalısınız. Uzun soluklu bir işe girdiğinizin farkında olmalısınız. Eğer beklentinizi aşağıya çekerseniz, çocuğunuzun sizi mutlu etmesine fırsat verirsiniz.