Gün Haber

Ahmet Hakan'dan CHP'ye bölünün çağrısı

Günün en ilginç CHP yazısı ise Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan geldi. Hakan, 'bölünün artık, siz de kurtulun biz de kurtulalım' diyor...
ABONE OL
Abone Ol
Ahmet Hakan'dan CHP'ye bölünün çağrısı
Haberler / Siyaset
25 Şubat 2012 Cumartesi 09:47
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP'deki çatlağın büyümesi ve kurultayın yaklaşmasıyla köşelerdeki CHP analizleri de patlama yaptı. Günün en ilginç CHP yazısı ise Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan geldi.
 
Hakan, CHP'deki 'ulusalcı-kemalist' damarla 'sosyal demokrat' damar arasındaki çatışmanın artık bıktırdığını, yıldırdığını 'yeter' dedirttiğini kaydediyor. Sonra da ilginç bir çağrı yaparak 'bölünün artık, siz de kurtulun biz de kurtulalım' diyor...
 
Hakan, "CHP'ye çağrı: Bölünün belki büyürsünüz" başlıklı yazısında şöyle diyor:
 
FAZİLET Partisi'nin kapatılmasının ardından iki ayrı partinin doğma ihtimali, tarafları inceden tedirgin etmişti.
"Bölünüyoruz, küçüleceğiz" endişesiydi bu...
Fakat çok geçmeden anlaşıldı ki: Yersiz bir endişe imiş bu...
Çünkü: Bölünen parçalardan biri küçüldükçe küçüldü, diğer parça ise büyüdükçe büyüdü.
Bakınız: Saadet Partisi... Bakınız: AK Parti...
 
Bir partinin içinde iki ayrı "dünya görüşü", iki ayn "yöntem anlayışı", iki ayrı "duyarlılık" varsa...
Ve bu ikisi birbiriyle "uzlaşmaz" durumdaysa...
İlle de "bölünmeyelim" diye tutturmaktansa...
"Bölünelim, siz de kurtulun biz de" denilmesi daha evladır.
 
"Bölünmeye övgü" başlığı altında söyleyecek çok sözüm var.
Ama en başta iki temel faydayı hemen söyleyeyim: BİR: Parti içindeki iki ayrı duyarlılıktan ortak bir duyarlılık çıkarmaya çalışmak için enerji harcamaya gerek kalmaz, enerji tasarrufu sağlanır.
İKİ: Parti, iki ayrı duyarlılığı da incitmemek adına kamuoyuna muğlâk bir bildiri sunmak durumundan kurtulur, bildirisini netleştirir.
 
Bugünün CHP'sine baktığımızda iki temel sorun görüyoruz: BİR: Enerjisinin önemli bir bölümünü parti içi çekişmelere ayırmak zorunda kalıyor.
İKİ: Parti içindeki iki farklı duyarlılığı idare etmek adına ortaya doğru dürüst bir "bildiri" sunamıyor.
 
"İki ayrı duyarlılık" nedir mi?
Açıklayayım: BİRİNCİ DUYARLILIK: Çağdaş sosyal demokrat bir parti olma özlemi içindeler...
"Özgürlükler" diye tutturalım diyorlar. İktidarı "özgürlükler" açısından sorgulamak istiyorlar.
"Türbana özgürlük isteyelim" diyorlar. Şehirlerin lüks semtlerinin dışına çıkmak istiyorlar. Kürt sorununun çözümünde demokratik yöntemleri benimsiyorlar. Günümüzde ortaya çıkan "adalet" ihtiyacını dile getiriyorlar. Türkiye'nin yeni statükosuyla mücadele etmek istiyorlar. Avrupa normlarına sarılıyorlar. Ulusalcı çizgiyle araya mesafe koymak istiyorlar. Umudu seslendirmek istiyorlar.
İKİNCİ DUYARLILIK: "Ulusalcılık yapalım" diyorlar.
"İrtica tehlikesinden söz edelim" diyorlar. "İmam-hatiplerin önünü açtırmayalım" diyorlar. "Türban, ille de türban diye tutturalım" diyorlar. "Kürt sorununda ödün vermeyelim" diyorlar.  "Cumhuriyet'in ilk dönem uygulamalarına yanlış da olsa sahip çıkalım" diyorlar. Yeni statükoyla mücadele etmek yerine eski statüko özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Avrupa'ya kuşkuyla yaklaşıyorlar. Umut yerine umutsuzluğu, iyimserlik yerine karamsarlığı aşılamak istiyorlar.
 
Bu "iki duyarlılık" arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen mücadele şunlara yol açıyor: B Partiyi yiyip bitiriyor.
I Enerjisini tüketiyor.
II Cesur çıkışların önünü kesiyor.
¦ Açık konuşmaya engel oluyor.
Böylece ortaya iki duyarlılığı da tatmin etmeyen bir parti çıkıyor.
Ulusalcının da, sosyal demokratın da şikâyetçi olduğu bir parti...
Oysa bölünseler...
Her iki duyarlılık da şöyle aslanlar gibi bildirilerini topluma açıklama imkânına kavuşsa...
Biz de görsek: Ulusalcılar mı yaman, sosyal demokratlar mı?
GAZETECİLER.COM

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Ahde Vefa
 16 Mayıs 2012 Çarşamba 22:46
Ne var arkadaşlar Özer Ülken Deniz Baykalın adayısıysa.Ne mutlu Özer Ülkene ,Deniz Baykal gibi bir onurlu, şerefli bir Genel Başkanın desteğini alabilmiş.Sayın Kılıçdaroğlu da Özer Ülkeni destekliyor.Ne mutlu Özer Ülkene!Peki Deniz Baykal kim!Ne var yani Özer Beyi destekliyorsa!O CHP nin 12 eylülden sonraki kurucu genel başkanı değilmi?O yiğit adam eğer boyun eğseydi bu ülkede çoktan Başbakan olurdu..Bizler CHP nin çatısında şu an siyaset yapıyorsak ona borçluyuz.O nedenle nankör haddini,kendini bilmez ,hadsiz,vefasız olmamak gerek.Vefasızlık diz boyu olmamalıdır.Ahde vefa diye bir şey vardır Ey Sevgili Gerçek CHP liler!Deniz Baykal dan ,"Önce ve Öncü Örgüt "Bilincini önde tutan Özer Ülken den intikam almak için uğraşanlar bu partiye hiçbir şey veremez.Gerçek CHP liler de bu tip kinci kendini bilmezlere sahip çıkmayacaktır.Aman sakın kimse İl Başkanlığına aday olan arkadaşlara bu lafı ettiğimi sanmasın.Onların da herbiri şerefli onurlu CHP lilerdir ve hepsini medeni cesaretleri için ve böyle bir bayrak yarışına soyundukları için yürekten kutluyor,başarılar diliyorum.Ama her kim kin için,intikam için,şahsı için siyaset yapıyorsa bunun da ayırt edilmesi gerektiğini net bir şekilde söylüyorum.Antalya Yiğitlerine ve Cumhuriyet Halk Partisine sahip çıkacaktır.Ben buna inanıyorum.

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Gün Haber