Gün Haber

21 yaşından sonra her kadın bu testi yaptırmalı

Dünyada her yıl yaklaşık 1.5 milyon Türkiye’de de 15 bin kadına jinekolojik kanser tanısı konuluyor. Yine dünya genelinde yaklaşık 680 bin, ülkemizde ise yaklaşık 6 bin kadın jinekolojik kanserler nedeniyle hayatını kaybediyor.
ABONE OL
Abone Ol
21 yaşından sonra her kadın bu testi yaptırmalı
Haberler / Sağlık
20 Eylül 2025 Cumartesi 08:43
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Son yıllarda tüm dünyada rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı artmıyor. Ancak, özellikle aşılama ve tarama programı gelişmiş ülkelerde yüzde 80’e varan oranlarda daha az rastlanıyor.

Öte yandan, rahim kanseri sıklığı hem dünya genelinde hem de Türkiye’de artış gösteriyor. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte obezite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve kansere yol açabilen maddelere daha fazla maruz kalmanın bu artışta etkili olduğu düşünülüyor.

Ülkemizde de yaygın görülen jinekolojik kanserlerde ölüm oranları yüksek olsa da aslında erken tanı ve tedavi yaşam kurtarıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum/Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serkan Erkanlı, konuyla ilgili çok önemli bilgiler verdi.

RAHİM AĞZI KANSERİ

Dünyada kadın kanserleri arasında dördüncü sırada görülen rahim ağzı kanseri ülkemizde her yıl yaklaşık 2 bin 500 kadında teşhis ediliyor. Rahim ağzı kanseri için en önemli risk faktörü yüksek riskli HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonudur. Rahim ağzı kanseri yüzde 99’un üzerinde bir oranla bu virüsün rahim ağzı epiteline yerleşmesi ve hücrelerde mutasyon, kontrolsüz büyüme ve kansere dönüşümü tetiklemesiyle ortaya çıkmaktadır.

Sigara içmek, erken yaşta cinsel ilişki yaşamak, çok sayıda cinsel partner öyküsü, erken yaşta hamilelik, çok sayıda doğum yapmak, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kortizon tedavisi ve genetik faktör gibi pek çok etken rahim ağzı kanseri riskini artırıyor. Lekelenme şeklinde gerçekleşen ara kanamalar, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında lekelenme veya kanama ise en yaygın görülen ilk sinyallerinden.

HPV AŞISI EN ETKİLİ KORUNMA YÖNTEMİ

Rahim ağzı kanseri HPV aşısı ve düzenli yapılan tarama ile önlenebilen bir kanser türü. HPV aşısı bu kanser türüne karşı en etkili korunma yöntemidir. Rahim ağzı kanserine neden olan yaklaşık 14 onkolojik Human Papilloma Virüsü bulunuyor.

Bunlardan biriyle karşılaşan hasta HPV aşısı ile rahim ağzı kanserinden yüzde 90 oranında korunabilmektedir. HPV aşısının 11-12 yaşlarında yaptırılması önerilmektedir. Ancak 13-26 yaşları arasında da aşı yapılabilir. 26 yaşından sonra ise özellikle 45 yaşına kadar belli durumlarda aşı uygulanabilir.

PAP SMEAR VE HPV TARAMASI ŞART

HPV aşısı rahim ağzı kanserini  büyük oranda önlense de risk tümüyle ortadan kalkmıyor.  Bu nedenle, aşı sonrasında da rutin rahim ağzı kanseri taramalarının mutlaka yapılması gerekiyor. Rahim ağzı kanserine dönüşebilecek olan hücresel değişimleri tespit eden PAP Smear testine 21 yaşında başlanması ve 65 yaşına kadar her 3 yılda bir devam edilmesi gerekiyor.

Her kadın 21 yaşından sonra bu testi mutlaka yaptırmalı Dünyada her yıl yaklaşık 1.5 milyon kadın jinekolojik kanserle mücadele ediyor

30 yaşından sonra ise Human Papilloma Virüsü testi ile primer tarama yapılması öneriliyor. HPV testine eş zamanlı olarak PAP Smear testi de eklenebiliyor. HPV bazlı testin sonuçları normal çıktığında bir sonraki testin 5 yılda bir yapılması öneriliyor. Riskli durumlarda veya sonuçların riske işaret etmesi halinde ise her iki testte süreler kısalabiliyor.

Kanser öncüsü lezyonlar rahim ağzının anormallik gösteren ince bir katmanının alınması yoluyla büyük oranda tedavi edilebiliyor. Hastalık erken evrelerde yakalandığında tedavi şansı yüzde 95’in üzerine çıkıyor.

RAHİM KANSERİ

Ülkemizde jinekolojik kanserler arasında en sık görülen tipi olan rahim kanseri her yıl yaklaşık 7 bin 800 kadında teşhis ediliyor. Özellikle menopoz döneminde daha sık görülen rahim kanseri için en önemli risk faktörlerinden biri kadınlık hormonlarından estrojene fazla miktarda maruz kalmak. Bu durum, obezite, dışarıdan alınan hormon ilaçları ve yumurtalıkta hormon salgılayan tümörlere bağlı olabiliyor.

Diğer risk faktörleri arasında yumurtlama olmasını önleyen ve adet dönemlerinin uzamasına neden olan etkenler, adetin erken yaşta başlaması (12 yaşından önce) ve geç yaşta menopoza girmek (52 yaşından sonra), obezite, hiç doğum yapmamış olmak yer alıyor.

ANORMAL VAJİNAL KANAMAYA DİKKAT

Anormal vajinal kanama rahim kanserinin en önemli belirtisini oluşturuyor. Her ay düzenli olan adet kanaması dışındaki kanamalar temelde anormal kanamalar olarak görülüyor. Adet kanaması normalden fazla miktarda oluyorsa, ara dönemde, beklenmedik zamanlarda görülüyorsa, rahim kanseri veya kanser öncesi lezyonlara işaret edebiliyor.

Rahim kanseri için günümüzde kabul görmüş bir tarama programı bulunmuyor. Hastalığın en önemli belirtisi olan anormal vajinal kanamada veya menopoz döneminde oluşan kanamada mutlaka bir jinekolojik muayene olunması gerekiyor. Bu belirtide hekime başvurulduğunda erken teşhis genellikle mümkün.

ERKEN EVREDE BAŞARI ŞANSI OLDUKÇA YÜKSEK

Özellikle erken evrelerde tedaviden yüzde 95’in üzerinde başarı elde ediliyor. Rahim kanserinde standart tedavi rahim ve yumurtalıkların alınması şeklinde oluyor. Buna ek olarak genellikle rahimle ilişkili olan ve pelvik veya paraaortik bölgelerdeki lenf bezleri de örnekleme amacıyla alınabiliyor.

Cerrahi tedavi sonrasında, patolojik değerlendirme sonuçlarına göre hastalar ek tedavi almadan takip edilebilmekte veya hastalığın tekrar etme riski yüksek ise  kemoterapi, ışın tedavisi (radyoterapi), hormonal tedavi veya akıllı ilaçlar gibi ek tedaviler alabilmektedir.

YUMURTALIK KANSERİ

YUMURTALIK KANSERİ

Yumurtalık kanseri, jinekolojik kanserler arasında dünyada rahim ağzı ve rahim kanserinden sonra en yaygın görülen 3. kanser türünü oluşturuyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 4 bine yakın kadında teşhis ediliyor. Epiteliyal, germ hücreli ve stromal tümörler olmak üzere 3 temel türü olan yumurtalık kanserinin kesin sebebi bilinmemekle beraber birçok risk faktörü tespit edilmiş.

İleri yaş, ailede meme-yumurtalık kanseri öyküsü, hiç doğum yapmamış olmak, adetin erken yaşta başlaması (12 yaş öncesi) ve geç yaşta menopoza girmek (>52 yaş), menopozda kullanılan hormon ilaçları, endometriozis ile infertilite (kısırlık) en önemli  risk faktörleri olarak sıralanıyor.

DÜZENLİ JİNEKOLOJİK MUAYENE ÇOK ÖNEMLİ

Yumurtalık kanseri genellikle erken evrelerde belirti vermiyor, hastaların yüzde 60’ından çoğu ileri evrelerde karın şişliği ve hazımsızlık şikayetiyle hekime başvuruyor. Bazı hormon üreten yumurtalık tümörleri de adet düzensizliği ve tüylenme gibi şikayetlere neden olabiliyor. Yumurtalık kanseri için günümüzde kabul görmüş bir tarama programı mevcut değil. Ancak, kadınların düzenli jinekolojik muayenelerinde erken dönemde tespit edilebiliyor.

Özellikle erken evrelerde tedavinin başarı şansı yüzde 90’ların üzerine ulaşıyor. Standart tedavi rahim, yumurtalıklar, mide ile bağırsakların üzerini kaplayan ve omentum olarak adlandırılan yağlı dokunun cerrahi olarak çıkarılması ve lenf bezlerinin alınması şeklinde oluyor. İhtiyaç halinde genellikle kemoterapi veya akıllı ilaç tedavisi gibi ek tedavilere başvuruluyor.

(Hürriyet)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
TÜRKİYE ANTALYA BURDUR ISPARTA SİYASET TURİZM YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ RESMİ REKLAMLAR KAMPÜS SPOR GÜN'ÜN ÜRÜNÜ SAĞLIK EKONOMİ DÜNYA
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Gün Haber